endometriozis, alparslan baksu

Endometriozis

Endometriozis nedir ve vücudun hangi bölgelerinde görülür?

Endometriozis rahim (uterus) içini kaplayan zarın (endometriyum) rahim dışında bulunması ve çeşitli hastalık yapıları oluşturmasıdır. En sık karnın, genital organların bulunduğu alt kısmında, sırasıyla yumurtalıklar, rahim ön ve arkasındaki çukurluk, karın alt kısmını örten zar, yumurtalık kanalları, rahim bağları, kalın barsağın alt kısmında vb. görülür. Ayrıca böbrekler, akciğer, karaciğer gibi vücudun bu bölgeye uzak yerlerinde de görülebilir.

Nasıl oluşur?

Oluşumuyla ilgili kabul edilmiş tek bir açıklama bulunmamaktadır. Neden olarak birçok faktör ileri sürülmüştür. Başlıcaları;

1- Adet kanaması sırasında kanallardan karın içerisine akan kanla birlikte endometriyum hücrelerinin bu bölgelere yerleşmesi

2- Kan damarları ve lenf kanalları ve yoluyla endometriyal hücrelerin uzak bölgelere yerleşmesi.

3- Karın iç kısmını döşeyen hücrelerin çeşitli nedenlerle endometriyal hücrelere değişim göstermesi

4- Endometriozisli kadınların hücresel bağışıklık sistemlerinde yetersizlik bulunması

5- Endometriozis kadınların karın içi sıvılarında endometriozis oluşumunu kolaylaştırıcı değişikliklerin görülmesi

Hastalığın oluşumunda genellikle tek bir faktör yerine, birkaç faktörün etkili olduğu kabul edilmektedir.

Hangi yaştaki kadınları etkiler?

En sık 25-35 yaşları arasındaki kadınları etkiler. Puberte öncesi hiç görülmez. Adet görülen yaşların hastalığıdır. Menopoz sonrası çok nadir görülür.

Hastalık bulunduğu bölgede ne tür değişiklikler oluşturur?

Hastalık vücutta çok değişik lezyonlar oluşturabilir. Birkaç mm. boyutta, nokta tarzında, kırmızı, siyah, sarı-kahverenginde veya şeffaf renksiz lezyonlar oluşabilir veya komşu organlar arasında ince veya yoğun yapışıklıklar şeklinde görülebilir.

Bazen yüzeyden görünmeyen, derin dokuları etkileyen lezyonlar şeklindedir. Bu tür lezyonlar çok ağrı oluşturur. En sık görülen formlarından birisi de yumurtalıklarda görülen çikolata kistleridir. Bu kistler birkaç mm. den 10cm. büyüklüğe kadar ulaşabilirler. Her ay kist içerisine akan kanın zamanla yoğun kahverengi bir şekil alması nedeniyle çukulata kisti olarak adlandırılır.

Endometriozis kansere dönüşür mü?

Çok nadiren bazı kanser türlerine dönüşebilir. Özellikle yumurtalıklarında çukulata kisti olan kadınlarda bazı kanser türleri diğer kadınlara göre daha erken yaşta gözlenir.

Hastalık hangi yakınmalara neden olur?

Alt karında ağrı, ağrılı adet, ağrılı cinsel ilişki, adet dışı kanama ve kısırlık en sık görülen yakınmalardır. Yakınmaların şiddeti hastalığın yaygınlığı, etkilediği bölge ve organa göre değişir.

Hastaların % 30 kadarında kronik pelvik (alt karın) ağrı vardır. Kramp şeklinde veya bıçak saplar şekilde olabilir ve genellikle adet sırasında artar. Ağrılı adet de sık şikayetlerden birisidir. Adet ağrısının şiddeti hastalığın yaygınlığıyla ilişkilidir. Alt karnın derin bölgeleri ve rahim bağlarına yerleşen endometriozis cinsel ilişkide ağrıya yol açar.

Adet kanama bozuklukları da hastaların yaklaşık % 30 kadarında görülür. Sık adet görmek, seyrek adet görmek, iki adet arasında veya adet öncesi kanama en sık karşılaştığımız kanama bozuklularıdır.

Endometriozisli kadınların % 30-40 kadarında kısırlık problemi vardır. Hastalığın oluşturduğu yapışıklıklar, yumurtlama problemleri, embriyoların rahime tutunma zorlukları buradaki kısırlığın başlıca nedenleridir.

Teşhis nasıl konulur?

Öncelikle kronik alt karın ağrısı, ağrılı adet, ağrılı cinsel ilişki, normal dışı adet kanaması ve kısırlık yakınmaları olan kadınlarda endometriozis ihtimali akla getirilmelidir. Endometriozisli birçok kadının hiçbir yakınmasının olmayabileceğini de aklımızdan çıkartmamalıyız. Bu kadınların muayenesinde de hiçbir bulgu saptanamayabileceği gibi, kadın organlarında hassasiyet, yumurtalıklardaki mevcut kistler tespit edilebilir. Ultrasonografi ile muayenede yumurtalıklardaki çukulata kistleri kesine yakın oranda teşhis edilebilir. Kanda CA-125 değerleri endometriozisli hastalarda yüksektir. Fakat bu test endometriozis dışında birçok durumda da yükselebilir. Bu nedenle teşhis koydurucu değil, teyid edici olarak kullanılabilir.

En kesin teşhis, laparoskopi ile alt karnın gözlenmesi, lezyonların tespit edilmesi ve biyopsi alınıp patolojiye gönderilmesi ile konulur. Hastalık Amerikan Üreme Tıbbı Derneği’nin önerisiyle çok hafif, hafif, orta ve ağır olmak üzere 4 sınıfa ayrılır.

Kesin tedavisi yöntemi var mıdır? Varsa nelerdir?

Hastalığı vücuttan tamamen yok edecek bir tedavi maalesef yoktur. Hastalık bazen tamamen sessiz bir şekilde, hiç ilerlemeden, yıllar boyu aynı seviyede seyredebileceği gibi, artış da gösterebilir. Menopozdan sonra hastalık gerileme dönemine girer.

Her hasta için tek bir tedavi yöntemi yoktur. Tedavi şekli hastanın semptomlarının şiddeti, hastalığın yaygınlığı, gebelik isteyip istemediği ve yaşına göre değişir. Tedavi şekillerini sırayla gözden geçirecek olursak;

1- İzleme: Hasta şikayeti yok veya çok azsa, hafif evre endometriozis düşünülüyorsa, gebelik istemiyorsa prostoglandin sentezini engelleyen ağrı kesiciler verilebilir.

2- İlaçla baskılama tedavisi: Hastalığın baskılanması ve geriletilmesi için doğum kontrol hapları, progesteron türevleri, testosteron türevleri ve yalancı menopoz oluşturan hormonlar (GnRH türevleri) kullanılabilir. Bu ilaçları uzun süre kullanımda yan etkileri görülebilir.

Leave a Reply

Your email address will not be published.