KRONİK ALT KARIN (PELVİK) AĞRISI
Kronik alt karın ağrısı kadının sosyal yaşamını olumsuz etkileyen ve baş edilmesi zor bir hastalıktır. Kadınlardaki görülme sıklığının % 3-4 kadar olduğu tahmin edilmektedir.
Hangi ağrılara kronik alt karın (pelvik) ağrısı denir?
Göbek altı hizası altında veya alt karında yerleşen, altı ay ya da daha uzun süredir devam eden, kadın hayatında kısıtlamalara neden olan, adet kanamalarıyla ilişkili veya ilişkisiz olabilen ağrılara kronik alt karın (pelvik) ağrısı denir. Kadında hareket kısıtlanmasına, işgücü kaybına (işe gidememe nedeniyle), cinsel yaşamda olumsuzluklara yol açar ve sürekli ilaç kullanımı nedeniyle yaşam kalitesini bozar.
Başlıca nedenleri nelerdir?
Kadın hastalıkları dışında da birçok nedene bağlı olarak görülebilen bu tablonun nedenlerini sıklık sırasına göre aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz;
1. Kadın hastalıklarına bağlı nedenler:
a. Kronik pelvik enfeksiyon ve kadın genital organları arasındaki yapışıklıklar: Zamanında ve usülüne uygun olarak tedavi edilmeyen iltihabi hastalıklar kronikleşebilir ve bu bölgede yapışıklıklara yol açar.
b. Endometriozis: kronik alt karın ağrısı nedeniyle laparoskopi yapılan hastaların % 30 kadarında endometriozis saptanmaktadır.
Rahimde oluşmuş yapışıklıklar.
c. Rahimi ve yumurtalıkları ameliyatla alınan hastalarda yumurtalık kalıntılarının (bir miktar yumurtalık dokusunun) olması veya rahmi alınan hastalarda yumurtalıkların bırakılması bazen kronik alt karın ağrısına yol açabilir.
d. Alt karında varisler (pelvik konjesyon sendromu): Bu bölgedeki toplardamarların, aynı bacaklardaki gibi varisleri söz konusudur. Bu da kronik ağrıya neden olur.
e.Rahimdeki myomlar ve adenomyozis denilen hastalık da nedenler arasındadır.
Rahimin değişik bölgelerine yerleşmiş myomlar kronik ağrıya yol açabilir.
f. Yumurtalık tümörleri: İyi veya kötü huylu yumurtalık tümörleri de kronik alt karın ağrısı nedenlerindendir.
2. Mide-barsak sistemine ait nedenler:
a. Hassas barsak sendromu: barsaklarda aşırı hareketle birlikte ağrıya neden olur.
b. Kronik apandisit: Kronik sağ alt karın ağrısına yol açar.
c. Kronik ülserli (enflamatuar) barsak hastalığı: Ülseratif kolit ve Crohn gibi barsaklarda ülserlerle seyreden hastalıklarda nedenler arasındadır.
3. İdrar yollarına ait nedenler:
a. Kronik idrar yolu iltihapları: Daha çok ileri yaş ( 60 yaş üzeri) kadınlarda sıktır.
b. Kronik idrar kesesi iltihapları (interstisyel sistit): Sık idrara çıkma ve kasık ağrısına yol açar.
c. Üretral sendrom: Sık ve zor idrar yapma, kasık ağrısı gibi şikayetlere yol açar.
4. Kas-iskelet sistemine ait nedenler:
a. Kuyruksokumu kemiğinin kronik ağrısı (koksikodini): Düşmeler veya bu bölgeye olan hasarlayıcı etkiler kronik ağrılara neden olabilir.
b. Karın alt bölgesini döşeyen kaslardan (levator ani) kaynaklanan ağrı olabilir.
5. Psikolojik nedenlerden kaynaklanan ağrı:
Depressif yapı ile ağrı arasında yakın bir ilişki vardır. Çözümlenmemiş psikolojik sorunları olan kadınlarda kronik ağrılar da sık görülür. Bu kişilerde depresyonun tedavi edilmesi ağrıyı da tedavi edecektir.
Kronik alt karın ağrısının tedavisi nasıl yapılır?
Bu hastalar öncelikle çok dikkatli sorgulanmalı ve muayene edilmelidirler. Bazen altta yatan birden fazla neden bulunabilir. Öykü, muayene ve tetkiklerle bir teşhis konulamayan hastalarda laparoskopi denilen ameliyat yöntemi ile karın içerisi direkt gözle incelenir ve teşhis konulur. Kadın hastalıklarına bağlı nedenlerde genellikle ameliyat çözümü sağlayacaktır. Yapışıklıkların açılması, myomların çıkartılması, yumurtalıklardaki tümörlerin alınması, bazen rahim ve yumurtalıkların birlikte alınması ile tedavi gerçekleştirilir. Alt karınaki varislerin tedavisinde de rahim ve yumurtalıklar alınır.
Laparoskopi birçok kadın hastalığının tedavisinde kulanılan bir ameliyat yöntemidir.
İncelemeler sonucunda kadın hastalıkları ile ilgili kesin bir neden bulunamamışsa idrar yolları (ürolog), mide-barsak (gastroenterolog), kas-iskelet sistemi (ortopedi) ve psikolojik bozukluklarla ilgili (psikiyatri) uzmanların görüşlerine başvurulur. Tespit edilen probleme uygun tedavi ile sonuç alınmaya çalışılır. Fakat her zaman kesin bir neden belirlenemez. Böyle durumlarda tedavi kolay değildir. Sabırlı bir yaklaşımla ve psikoterapi ile sonuç alınmaya çalışılır.
Leave a Reply